Ey kurdun, kuşun ve böceğin beklediği... Mor sümbülün, gonca gülün ve çiçeğin beklediği...
Hep çileler doğuran annelerin ve annenin "sevgidir" diye bağrına bastığı bebeğin beklediği...
Dağın, taşın, inişin, yokuşun, melül mahzun bakışın beklediği, ilkbaharın, yazın, güzün ve kışın beklediği...
Yağmur yüklü bulutların, bulut bulut umutların, rüzgarlarla yarışan atarın, hep çırpınan kanatların ve dahi gökyüzünün beklediği...
Sen ey hem gülün, hem gülizarın, hem sancağın, hem rüzgarın, hem gencim hem ihtiyarın, hem bugünün hem yarının beklediği!...
Sen ey gül yüzü bin Yusuf'u hayran eden, arşta ve kürside cevlan eden, fermanlar üstü ferman eden...
Sen ey bi damlayı bir lahzada umman eden...
Derya ve denizin beklediği, çölün ve çöldeki izin beklediği, iki büklüm belin, yere çökmüş dizin beklediği.
Kan çanağı gözün beklediği, yazının ve sözün beklediği.Sen ey bütün gönülllerin ve özün beklediği...
Gel de dinsin şu amansız fırtına, gel de alemleri alıp sırtına düzlüğe çıkar.
Gün senin için doğar, şimşek senin için çakar.
Ve...yürekler hep sana, hep sana bakar.
Gel uzat ellerini de şu kemter kullarını kurta. Kerem et aklından çıkarma bizi...
Sen ey çağıl çağıl ırmakların beklediği, ellerin, ayakların, parmakların beklediği... Yakınların uzakların beklediği...
Sen ey canı hasret oduyla tutuşmuş ocakların,
Yar yar diye hep boşluğa açılmış kucakların, şehirlerin, köylerin, bucakların...
Olmuşların ve olacakların beklediği... Sevgili, ey sevgili, en sevgili...
Gel de tebessümünle tebessümünle gam dolu gönlümüzü şad et.
Bizi iptilalarımızdan azad et.Katında ismimizi yad et.
Katından kovma bizi ey sevgili...
Mumunun ışığına ay ve güneş pervanedir ey sevgili.
Sensiz bir kuark dağ başıdır şehirler, viranedir ey sevgili.
Senden özge sevdiğim yok, senden özge övdüğüm yok .
Yak oduna gönlümün hanesini ey sevgili...
Severim ben Seni candan içeri
Yolum aşmaz bu erkandan içeri
Nere varır isem gönlüm dolusun
Ne şirin dert bu dermandan içeri...
Selami Tanoğlu
Konu: <<Beklenen>> 
13/10/2008, 22:50
