ŞAHI NAKŞİBEND EFENDİMİZİN HALİFESİNİ TESLİMİYET İMTİHANI VE HIRSIZDAN MÜSLÜMANIN MALINI KURTARMASI.
Şah Nakşıbend efendimizi, müridlerinden biri Buhara’ya davet etmişti; bu sebepten orada bulunuyordu.
Akşam ezanı zamanıydı; Mevlana Necmeddin Daderk’e şöyle dedi:
–– Sana her ne emir verirsem yerine getirir misin?
–– Evet..
Cevabını alınca şöyle dedi:
–– Sana hırsızlık etmeni emretsem, bunu da yapar mısın?
Bunun için:
–– Hayır..
Cevabını alınca sordu:
–– Niçin olmaz?
Mevlana Necmeddin Daderk de şöyle dedi:
–– ALLAH hakkını tevbe karşılar ama, bunu karşılamaz; çünkü bunda kul hakkı vardır.
Şah Nakşıbend efendimiz şöyle dedi:
–– Mademki, bizim emrimizi yerine getirmiyorsun; bizimle sohbet etme.
Bunun üzerine Mavlana Necmeddin Daderk, şiddetli bir bağırış bağırdı. Bunca genişliğine rağmen yer ona dar geldi. Tevbe etti, bir daha emrine karşı gelmeyeceğine dair söz verdi. Oradakiler de onun haline acıdılar; aracı oldular:
–– Bunu bağışla...
Diye yalvardılar.
Ve.. Şah Nakşıbend onu affetti.
Bundan sonra Şah Nakşıbend efendimiz bulunduğu yerden çıktı; hizmetine Mevlana Necmeddin vardı; müridlerinden bir grup vardı. Semerkand Kapısı tarafında bir yere gittiler.
Orada Şah Nakşıbend efendimiz bir evi gösterip şöyle dedi:
–– Bunun bir duvarını delin; içeri girin. Falan yerde bir kese dolusu eşya (veya para) bulacaksınız, onu getirin.
Dediğini yaptılar. Sonra da orada bulunan bir zaviyeye gittiler; oturdular
Aradan bir saat geçtikten sonra, köpek havlaması duyuldu.
Bunun üzerine Şah Nakşıbend efendimiz Mevlana Daderk’i, müridlerinden birkaç kişiyi daha o eve yolladı.
Bunlar o eve girdikleri zaman gördüler ki: Hırsızlar, bir başka duvarı delmişler, içeri girmişler. Fakat alacak bir şey bulamamışlar. Aralarında da şöyle konuşuyorlar:
–– Bizden önce buraya başka hırsızlar girmişler; içindekini almışlar.
Şah Nakşıbend efendimizin müridleri bu işe hayret ettiler.
O evin sahibi, yazlık bahçesinde kalıyordu. Sabah olunca, Şah Nakşıbend efendimiz o evin sahibine evden alınanları bir müridi ile yolladı; şöyle demesini istedi:
–– Dervişler, senin evine uğradılar; durumu anladılar. Bu eşyayı (veya paranı) kurtardılar; hırsızların alıp gitmesini önlediler.
Bundan sonra Mevlana Necmeddin Daderk’in yüzüne baktı, şöyle dedi:
–– Eğer emri derhal yerine getireceğini söyleseydin, büyük bir hikmete sahip olacaktın. El-Hadaikul Verdiye 582-583